Nora Ephron: Yazmak için yaşadı

Hollywood’da bir kadın senarist/yönetmen olarak 30 yıla yayılan bir kariyer sürdürdü. Hiç genç sayılmayacak bir yaşta (50), ilk kez yönetmenlik koltuğuna oturdu. Unutulmaz filmlere senarist ve yönetmen olarak imza attı. Tiyatro oyunları ve kitaplar yazdı. Üç kez Oscar’a aday gösterildi. Bu parlak kariyerin ardından hayata veda eden Nora Ephron için “Yazmak onun kaderiydi,” denebilir. Babası ve annesi Henry ve Phoebe Ephron, Katharine Hepburn’le Spencer Tracy’nin başrollerini paylaştığı The Desk Set’in de aralarında bulunduğu pek çok filmin senaristiydi. Nora Ephron söyleşilerinde özellikle annesinin, yazmak ve hikaye anlatmakla ilgili fikirlerinden ister istemez etkilendiğini vurguluyor. “Hayat yazı için bir malzemedir,” diyen anne Ephron’un, çocukları üzücü bir şeyden bahsettiğinde “Bu anlattığın hiç ilginç değil. İlginçse anlat,” dediğini aktarıyor. Yaşadıklarını birkaç yıl sonra anne babasının kaleme aldığı bir filmde görmek Ephron’un çocukluğunun sıradan olaylarından.


Gazetecilikten senaristliğe
Yazarlık kariyerine gazeteci olarak adım atan Ephron, Esquire’dan New York Post’a pek çok gazete ve dergide muhabirlik ve köşe yazarlığı yaptı. “Bir de şunu deneyeyim,” diyerek yazdığı bir televizyon filmi senaryosu ona yeni bir kariyerin kapısını açtı. İlk film senaryosu Silkwood Hollywood’un en önemli yönetmenlerinden Mike Nichols tarafından filme çekildi. Çalıştığı nükleer tesisin ipliğini pazara çıkaran Karen Silkwood’un gerçek öyküsünden uyarlanan filmin başrolünde Meryl Streep vardı. Film Ephron ile Streep arasında uzun bir dostluğun başlangıcı oldu. Ephron daha sonra yazdığı ve sinemaya uyarladığı romanı Heartburn/Kalp Ağrısı’nda anne babasının öğüdünü tutarak hayatını malzeme olarak kullandı ve hamile olduğu dönemde kendisini aldatan gazeteci eşi Carl Bernstein’la evliliklerini anlattı. Filmde kendisini canlandıran Meryl Streep için yıllar sonra “Meryl Streep’in sizi oynamasını şiddetle öneririm. Beni benden iyi oynadı,” diyecekti.

Tarihe geçen filmler
Üç yıl sonra kaleme aldığı ve “Hayatımı değiştiren film,” diye söz ettiği When Harry Met Sally/ Harry ile Sally Karşılaşınca tüm zamanların en iyileri listelerinde boy gösteren bir filme dönüştü. This is My Life’la yönetmenliğe geçiş yapan Ephron, ikinci filmi Sleepless in Seattle/Sevginin Bağladıkları’yla dönemi için rekor sayılabilecek gişe rakamlarına ulaştı, romantik komedi türünü yeniden ayağa kaldırdı. Arada bazı senaryolarını (Michael) başka yönetmenlere verirken You’ve Got Mail/ Mesajınız Var’da Tom Hanks ve Meg Ryan’ı Sevginin Bağladıkları’ndan sonra tekrar bir araya getirdi. Kardeşi Delia Ephron’la birlikte yazdıkları Hanging Up’ta ise anne-babalarını anlatarak bir anlamda onlarla ödeştiler. Ünlü şef ve televizyon programcısı Julia Child ile onun tüm tariflerini yapmaya karar veren Julie Powell’ın hikayesini anlatan 2009 yapımı son filmi Julie&Julia’nın başrolünde bir kez daha Meryl Streep vardı. Son yıllarda ülkesi Amerika’da, yazdığı iki kitapla da gündemdeydi. Yaşlanmaya dair yazılarını içeren I Feel Bad About My Neck (Boynum İyi Değil) ve ona yakışacak bir hareketle I Remember Nothing (Hiçbir Şey Hatırlamıyorum) adını verdiği anı kitabı çok satanlar arasına girdi.

 

Kendi sözleriyle Nora Ephron

– Bugünlerde kadınlara “Hepsi birden olmaz,” diyorlar. Bence hepsi birden olur. Zor olur ama zorlukları kucaklayın. Karmaşık olur ama karmaşadan sevinç duyun. Düşündüğünüz gibi olmaz ama sürprizler güzeldir. Korkmayın, istediğiniz zaman fikrinizi değiştirirsiniz. Biliyorum çünkü dört kariyerim ve üç kocam oldu.
– Evlenmek kadınların çok temel bir içgüdüsü. Bunun arkasından başka bir temel içgüdü geliyor: Tekrar bekar olmak.
– Güzel olmamanın az da olsa avantajları var. Yaşlandıkça daha iyi görünmeye başlıyorsun.
– Şöyle bir seks fantazim var: Kimse beni zekam için sevmiyor.
– Eğer bir kadınsan ve başarılı olmak istiyorsan seni bekleyen bir sürü korkunç şey var ama hiç durmadan yoluna devam etmekten başka yapabileceğin bir şey yok. Canın yanmayacak demiyorum. Akşam eve gidip kendin için üzülmeyeceksin de demiyorum. Bunları yaptıktan sonra ayağa kalk ve tekrar yazmaya başla diyorum.

(Sabah Pazar, 1.7.2012)

Yorum bırakın